Beynimizin çalışma şekli ve günümüzün hızla değişen şartları nedeniyle koçluk elzem hale gelmiştir. Koçluğun bu kadar çok söz edilmesi aslında üzerinde düşüneceğimiz herhangi bir konu için kendimize nitelikli zaman ayıramadığımızın da kanıtı. Kendi başınıza spor, diyet vb yaparken mi daha çok istikrarlısınız yoksa size tanımlanmış belirli bir ölçekte, bütçede ve zaman aralığında biriyle çalışınca mı daha istikrarlısınız ? Öncelikle bu tanımlanmış hizmet olması sebebiyle koçluk sizi desteklediği gibi bir yandan da kendi kendime yapacağım dediğiniz diğer aktivitelerden farklıdır. Düşünme süreçlerini bir nebze yönetebilsek de derinlemesine düşünmekten kaçınan bir zihnimiz olunca bu çok kısa sürebilir. Birinin sizin düşünce süreçlerinde sizi yolda tutması ve konuyu sürekli hatırlatması aynı zamanda kendinize sormaktan kaçındığınız bazı soruları dahi sorması hepsinden farklıdır. 2000’li yıllarda durmaya başladığımız koçluk aslında çok yeni bir kavram. Spor dalında antrenörlükle benzer bir kelime anlamı taşıması ve önce sporda duyulması önemli etki taşımaktadır. Orijinal tanımı “coaching” yani değerli eşyaları bir yerden bir yere taşıma anlamına gelir. Yurtdışında at arabalarının ve otobüslerin üzerinde sıkça Coach yazısı görülür. Koçluğun, bizi bir yerden bir yere taşımasına izin vermek ve o süreçte tamamen özgür olmak için bir koça ihtiyacımız vardır. Biz koçlar da koçluk alırız. Koçluğa önem verir o sürece gerçekten yüksek değer vererek dahil oluruz. Biliriz ki ne kadar bilirsek bilelim kendimize bir başka koçun yapabileceğinden daha az koçluk yapabiliriz.